levent akdoğan

LEVENT AKDOĞAN GÖZÜYLE BİSİKLETLE AVRUPA…

Bisikletiyle bütün bir yazını Avrupa’yı dolaşarak geçiren Levent AKDOĞAN ile röportaj yapma fırsatını yakaladık.İşte keyifli seyahatinden bizimle paylaştıkları…

Bisikletle seyahat etme fikri nereden çıktı?
Bir süredir hayalini kurduğum, yapmayı planladığım bir seyahatti bu. İlk başlarda Yunanistan’dan başlayıp, Hollanda’ya doğru giden bir rota çizmiştim kendimce, ama sonradan vize ve özel sebeplerden dolayı rota değişti. Almanya’dan vize alıp, oradan başladım. Dört yıldır işe gidip gelirken bisiklet kullanıyorum ve bisikletle uzun süreli bir seyahatin mümkün olacağını insanlara göstermek istedim.

bisikletle avrupa

Kaç gün sürdü bu seyahat? İstifa etmiş olmalısın.
57 gün sürdü. Çalıştığım işyerinde birikmiş izinlerim vardı, yıllık ve alacak izinlerimi birleştirip (ayrıca +3 gün bayram tatili), ilave olarak 30 günlük ücretsiz izne çıktım.
Seyahat dönüşü tekrar işe başlamak zor oldu, ama hayatın acı gerçekleriyle yeniden yüzleşmek zorundaydım.

slovakya

Nerelerden geçtin?
İlk olarak uçakla Düsseldorf’a indim, birkaç gün sonra bisikleti ve ekipmanları satın alıp oradan Hollanda’ya geçtim. Hollanda’dan sonra tekrar Almanya’ya dönüp bisikletin ilk bakımını yaptırıp Belçika’ya doğru devam ettim. Ardından Lüksemburg, Fransa, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Slovakya, Macaristan, Sırbistan ve Makedonya rotasını izledim. Vize süremin bitmesine az süre kaldığı için Kosova’yı da gördükten sonra Priştina’dan otobüsle İstanbul’a dönmem gerekti.

avusturya

Sadece bisiklet mi kullandın, toplam kaç kilometre pedal çevirdin?
Mümkün olduğunca bisiklet kullandım. Toplam 2400 km. pedal çevirdim. Fakat zamanım çok fazla olmadığından, aldığım schengen vizesi süresinin az olduğundan ve olumsuz hava koşullarından dolayı 2 kez tren, 2 kez otomobil ve bir kez de minibüse binmek zorunda kaldım.

budapeşte

Gittiğin yerlerde nerelerde kaldın, kalacak yer bulma konusunda sıkıntı çektin mi?
Yola çıkmadan önce su geçirmez özelliğe sahip, dayanıklı bir çadır ve uyku tulumu almıştım. Çadırda kalmanın elverişsiz olduğu durumlarda ise youth hostellerde kalmayı tercih ettim. Genelde “backpacker”ların tercih ettiği bu ekonomik hostellerde birçok gezginle tanıştım, seyahat rotalarımız hakkında fikir alışverişinde bulunduk.
Bunun dışında couchsurfing.org ve www.warmshowers.org siteleri aracılığıyla tanıştığım insanlar beni evlerinde misafir ettiler. Almanya, Hollanda, Avusturya ve Kosova’da ise akraba ve arkadaşlarımda kaldım.

fransa

Günde kaç km. pedal çevirdin?
Hava ve yol koşullarına göre değişiyordu. Bazen günde 100-120 km. pedal çeviriyordum, bazen de yeni ve ilginç yerler görmenin verdiği keyifle sürekli molalar verip tatilin tadını çıkarıyordum. Sonuçta yetişmem gereken, acele etmemi gerektirecek bir durum yoktu. (Vize süresi hariç

 

Peki yeme – içme konusu?

Herhangi bir sporcu diyeti uygulamadım. Ne bulursam onu yedim. Bazen aç kaldım. (Pazar günleri Avrupa’nın birçok ülkesinde açık market bile bulamıyorsunuz, kapalı.) Kuruyemiş, ekmek ve meyvesuyu ile öğün geçiştirdiğim oldu. Bazen de can boğazdan gelir diyerek, kendime lezzetli ziyafetler çektim.Termoslarımda su kalmadığı zamanlar oldu, bir kaç kez köydeki evlerden su istedim.Tur öncesi kaç kilo isem, şu anda da aynı kilodayım. Belki bir kilo daha eksik olabilirim.sırbistan

 

Harcamalarını nasıl gerçekleştirdin, yanına ne kadar para aldın? Sponsorların var mıydı?
Seyahat için herhangi bir sponsorum yoktu. Bulamayacağımı düşünerek de öyle bir arayışa girmemiştim zaten. Sadece çalıştığım işyerinden, vize işlemlerini kolaylaştırabilmek için beni desteklediklerini belirten bir yazı aldım.
Hedefim minimum harcama ile daha çok şehir görmekti, başardığıma inanıyorum.
Harcamalarımın yaklaşık %85’lik kısmını kredi kartı ile gerçekleştirmişim, az bir kısmını ise nakit harcamışım. Üzerimde fazla nakit bulundurmamaya özen gösterdim.

luxemburg

Yolculuk boyunca herhangi bir problem yaşadın mı? Olumsuzluk, canını sıkan bir durum oldu mu?


Genel anlamda hiçbir sıkıntı ya da problemle karşılaşmadım. Gittiğim her yerde kendimi güvende hissettim. Issız yerlerden de geçtim, adım atmakta zorlandığım çok kalabalık turistik yerlerden de…


Teknik açıdan da yine hiçbir problemim olmadı; lastiklerim bile patlamadı. Kaldı ki, beni en çok endişelendiren kısım buydu. “Ya yolda kalırsam”, “ya tamir etmesi saatler sürerse” diye düşündüğüm olmuştu yola çıkmadan önce. İşte burada dayanıklı ekipman seçiminin önemi ortaya çıkıyor. Aldığım bisiklet, çadır ve çantalar pahalı gibi görünse de aslında çok dayanıklı, sağlam ürünler ve ödediğim parayı hakedecek performansa sahipler.


Yazın ortasında yola çıkmama rağmen, çoğu zaman yağmura yakalandım ve bazı yerlerde 30-40 km. boyunca yağmurda pedal çevirmek zorunda kaldım. İki tane yağmurluğum var. İlk zamanlar yağmurda bisiklet kullanmak canımı sıksa da , sonradan alıştım.

belçika


Çek Cumhuriyeti’nde bir köy yolunda ilerlerken karşıma yeni doğum yapmış bir Pitbull çıktı. Orada ufak çapta bir korku yaşadım, bisikletten indim ve yavaşça uzaklaşmaya başladım. Biraz arkamdan geldi, sonra vazgeçti.

 

Yaşadığın ilginç bir olayı bizimle paylaşır mısın?


Lüksemburg‘da sabah kahvaltı yaptıktan sonra yola çıktım ve güneye doğru yaklaşık 30 km. pedal çevirdikten sonra Fransa‘nın Thionville kentine ulaştım ve öğle yemeğimi orada yedim. Ardından kuzeydoğu yönüne doğru devam ettim ve Almanya‘nın Perl kentine giriş yaptım. Akşam yemeği için Almanya’ya yetişmiş oldum. Ve bunu bisikletle gerçekleştirmiş olmak benim için keyifli anılardan biriydi.

Gezdiğin bu ülkeler arasında seni en çok etkileyen yer neresi oldu? “Buraya tekrar gitmeliyim!” dediğin bir yer var mı?

Hollanda, tam bir bisiklet cenneti. Ülkede nüfusun iki katı kadar bisiklet var. Bisiklet kullanırken en keyif aldığım ülkeydi. Ülkenin her tarafında istisnasız bisiklet yolları vardı. Üstelik yaya ve motorlu araç yolundan ayrı. (Sadece şehir içi değil, şehirler arası yolların kenarında, köy yollarının kenarında bile

Budapeşte; tarihi yapısı ve insanlarıyla beni çok etkileyen şehirdi. Tekrar gitmeyi çok istiyorum, 3 gün kaldım ama yetmedi. Ayrıca, diğer Avrupa Birliği ülkelerine göre ekonomik olmasıyla da bir kez daha benden artı puan aldı.

hollandaErkek Milli Hentbol Takımı ile Hollanda’da karşılaştık

Senin gibi bu şekilde bisikletle seyahate çıkmak isteyenlere ne tavsiye edersin?

Bisikletle uzun bir seyahate çıkmak imkansız değil. İnanın çok zor da değil. Bakkaldan ekmek almaya gitmek için bisiklete binebiliyorsanız bunu da yapabilirsiniz. Sadece başaracağınıza inanın yeter. İçinizde yeni yerler keşfetmek ve yeni insanlar tanımak için bir heyecan varsa zaten, gerisi çok kolay. Ben bu tura tek başıma çıktım, ama kendinize güvenemiyorsanız yanınıza çok yakın bir arkadaşınızı almanız seyahati daha keyifli kılacaktır.

Keyifli sohbeti için Levent’e teşekkürler.Hayallerini erteleyenler , olmaz ben yapamam diyenler sizlere sesleniyoruz, umarız yakında sizleri de aramızda görmüş oluruz

Hoşçakalın

ikigezginiz & Levent AKDOĞAN