SIRBİSTAN-BELGRAD HAZİRAN 2016
Selamlar minik gezgin Doruk ile ikinci yurt dışı seyahatimize çıkıyoruz. İşten güçten bulduğumuz ilk fırsatta düştük yine yollara.Bu sefer rotamız bir balkan ülkesi. Vize ile uğraşmamak için nereye gitsek arayışı içindeyken kendimizi Sırbistan da bulduk. Bu seyahatimize bize Doruk’un kirvesi can dostum kardeşim Levent te eşlik ediyor. Levent i hatırlarsınız kendisi daha önce 2014 yılı yazında bisikletiyle tek başına bir Avrupa gezisi gerçekleştirmişti.Daha ayırıntılı bilgi için TIKlayınız…
6 haziran 2016 pazartesi tarihinde İstanbul dan 1 saat 20 dakikalık bir uçuşun ardından Belgrad’a ulaştık.Hava kapalıydı ancak zamanla açmaya gökyüzü görünmeye başladı.Uçaktan inip tünelden devam edince ilk kapıda iki Sırp polisi pasaportlarınızı kontrol ediyor.Pasaportunuzda daha önceden de olsa alınmış bir schengen vizeniz varsa kolaylık sağlanıyor. Eğer daha önce geldiyseniz tekrar neden geldiğinizi soruyorlardı.İlk kontrol noktasından geçip asıl kontrole ulaştık.Memur hiçbir soru sormadan güler yüzle bizi karşıladı ve iyi tatiller diledi
Bagajlarımızı ve pusetimizi çok beklemeden aldık. Çıkışa doğru ilerleyince taksiciler içeride sizi çeviriyorlar.Ama bunlar korsan taksi. Size tavsiyem çıkıştan önce salonda büyük bir TAXI INFO deski var. Gideceğiniz adresi söylediğinizde size bir bilet verip üzerine adresi ve ne kadar tutacağını yazıyorlar. bu biletle hava alanı çıkışın duraktaki ilk taksiye binip bileti gösteriyorsunuz. Dolandırılma ihtimaliniz yok. Antalya da internette tanışıp yazışarak tanıştığımız Natasa’nın yanına ulaştık. Natasa’nın tam merkezde meşhur Knez Mihailova caddesinde MOSAIC HOSTEL adında şahane bir hosteli var.Booking.com puanı 9.1 . Çok sıcakkanlılar ve aile ortamı var.
Hostelde ikişer ranzadan oluşan iki oda,iki kişilik yataklı iki oda,ortak mutfak,ortak banyo ve bir balkondan oluşuyor. Doruk la uyuyup biraz yorgunluk attıktan sonra kendimizi sokağa attık.
——— Hostelde bakın ne bulduk ——–
Hostel Cumhuriyet Meydanına 5dk. yürüme mesafesinde. Meydanı şöyle bir dolaştıktan sonra Skadarlija ya doğru yürüdük. sokaklarda özellikle küçük cins köpeği olan çok sayıda insan vardı.
BELGRAD CUMHURİYET MEYDANI: (Republic Square)
Şehrin ana meydanıdır. Her türlü randevu, toplaşma, eylem buradaki at heykelinin önünde yapılıyor. At heykeli ile ilgili ilginç detay, aslında heykelin üzerinde kendilerini Osmanlı’dan kurtaran kahramanları bulunmasına rağmen heykelden sadece “at” olarak bahsediyorlar ve tüm buluşmalar aynı cümleyle “atın önünde, sağında vb.” gerçekleştiriliyor. Turistik boyutunun yanı sıra yerel oluşu da meydanı her daim canlı kılıyor. Gece gündüz buluşan ve bir yerlere dağılan insanları izlemek ya da gerçekten birileriyle buluşmak için burada bulunacaksınız. Kalacak yerinizi buraya yürüme mesafesinde seçin.(keşfetsene.com)
SKADARLIJA (Bohemian Quarter)
Belgrad’ın en ünlü caddelerinden biridir. Öğlen ya da akşam yemeğinizi çok keyifli bir atmosferde canlı müzik eşliğinde yiyebilirsiniz. Fiyatlar çok uygun. Boydan boya arnavut kaldırımlı bu sokak oldukça da yeşil..
Arkadaşımızın tavsiyesi üzerine Skdarlija da SESIR MOJ Restoran‘da canlı müzik eşliğinde çok güzel ve doyurucu bir yemek yedik.
Ana yemek öncesi sarımsaklı közlenmiş yeşil biber,mısır ekmeği ile servis edildi.
Meşhur Cevapchici Kebabı,karışık ızgara ve Chospla salad yedik. Doruk paşaya da Greek yoğurt söyledik Porsiyonlar ciddi anlamda çok büyüktü. salatalar tuzsuz bunun aksine kebap tuzluydu. Porsiyonlar o kadar büyüktü ki kalanları paket yaptırıp ertesi gün öğlen yedik
Yemekten sonra aldığımız enerji ile Kale Megdana yürüdük. Eğlenme vakti Doruk taydı. Doruk’un akşam uyku saati gelince Natasa’nın yanına döndük.
KALEMEGDAN
Kale, 1521 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılmıştır. Belgrad’ın Osmanlı sultanı Muhteşem Süleyman ve 250.000 askeri tarafından alınması 28 Ağustos 1521’den önce olmadı, şehir bu vesileyle yerle bir oldu ve neredeyse bütün Hristiyan nüfus (Sırplar, Macarlar, Yunanlar, Ermeniler vb.) İstanbul’a bugün Belgrad ormanları olarak bilinen bölgeye gönderildi. Belgrad bu dönemde Osmanlı Avrupa’sında İstanbul ile birlikte 100.000 nüfusu aşan 2 şehirden biriydi ve bir sancak hâline getirildi.
Ertesi güne Doruk sayesinde erken başladık.Antalya dan yanımızda getirdiklerimizle mutfakta çok güzel bir kahvaltı hazırladık.Zaman kaybetmeden tekrar düştük yollara. İlk durağımız St. Sava kilisesi. İçerisi restorasyonda olduğu için tüm resimler toplanmıştı. Antalya da beraber çalıştığım Rus arkadaşım Tatiana isteği üzerine buradan kendisine bağış karşılığı haçlı iki adet güzel bileklik aldım.
AZİZ SAVA KATEDRALİ
Kilise, Sırp Ortodoks Kilisesi’nin kurucusu ve Orta Çağ Sırbistan’ında önemli bir kişilik olan Aziz Sava’ya ithaf edilmiştir.
St. Mark kilisesine doğru yola çıktığımızda Wifi si olan bir cafe de mola verdik. Bu molada Doruk biraz şekerleme yaptı. Biz de internetten neler yapabileceğimize bir göz atma fırsatı yakaladık.
St. Mark sonrası yol üstünde bulduğumuz börekçiden peynirli börek aldık. Çok yağlı ancak lezzetliydi.
Doruk paşa nın diş çıkarma problemlerinden dolayı gece rahat uyuyamadık. Muhtemelen başkalarını da uyutmadık Bu yüzden bir otelde kalmakla aynı fiyata geldiğinden bir daire tutmaya karar verdik. Dünya üzerinde bir çok destinasyonda daireler,villalar,apartlar,şatolar,malikaneler ve bungalowlarda bütçenize uygun bir şekilde kalmanıza olanak sağlayan www.airbnb.com sitesi üzerinden kendimize merkezde geniş ve ferah bir daire tuttuk. Ne kadara derseniz iki odalı mutfaklı ,full eşyalı ve sınırsız interneti olan bu daireyi gecelik 85 TL ye tuttuk kesinlikle bir otel odasında kalmaktan çok daha mantıklı ve konforlu.
Yeni evimize yerleştikten sonra Tuna nehrine doğru yürüyüşe geçtik. Paşayı parkta eğlendirdikten sonra Shop&Go dan alışveriş yapıp eve döndük. Doruk’u uyutup kahve yapıp ayaklarımızı uzattık
KNEZ MİHAİLOVA CADDESİ
Cadde adını Sırbistan Prensi III. Mihailo’dan alır ve 1870’lerin sonlarına tarihlenen birçok büyük ve etkileyici binayı barındırır.
AZİZ MARK KİLİSESİ
TASMAJDAN parkında bulunan bir Sırp – Ortodoks kilisesidir.. Sırbistan Ulusal Meclisi’ne yakın bir konumda bulunan kilise Krstić kardeşler tarafından Bizans mimarisinin canlandırılması şeklinde tasarlanmış ve 1940’ta bitirilmiştir.
ZEMUN
Nehir kenarında şehirden uzak,sakin,dar sokakları,yaşlı binaları ile farklı bir atmısfare sahip Zemun’a mutlaka gidilmeli. Meydanında çok renkli bir pazar kuruluyor. Taze meyvelerden almalısnız.
LORENZO KAKALAMBA RESTAURANT
Yolunuz Belgrad’a düşerse bizce buraya KESİNLİKLE gelmelisiniz. Restaurantın girişinden salonuna tuvaletlerine kadar çok renkli objelerle dolu. Etrafa bakmaktan yemek yiyemezsiniz baştan söyliyim. Kalabalığa kalmamak için biz öğle saatinde gelmeyi tercih ettik. Neden bahsettiğimi resimler anlatıyor :) web : www.lk.rs
PARKLAR
Doruk için park bulmakta hiç zorlanmadık. Belgrad yeşili bol bir şehir. Çok sayıda çocuk parkı mevcut. Üstelik çok da bakımlı ve temizler. Bizim paşa enerji atarken biz de soluklanma fırsatı bulduk
Son olarak bir iki gezginiz klasiği şehirden renkli fotoğraflar;
İki kişi çıktığımız yola artık bildiğiniz üzere üç kişi devam ediyoruz Hayat sokakta çocuk doğada güzel.Her fırsatta içimizdeki seyahat tutkusu giderek artıyor. Çocukla seyahat çok daha keyifli. Doruk bile o kadar alıştı ki evde tutamıyoruz
İyi dostlar biriktirin az ama öz olsunlar. Kardeşim Levent hayatımızda olduğun için çok şanslıyız…
Bir başka seyahatte görüşmek üzere hoşçakalın…
İki Gezginiz & Doruk
Sıla & Ozan & Doruk İŞCAN
kaynak; www.keşfetsene.com
www.wikipedia.org
İlginizi çekebilecek yazılar:
-
-
KİTAP ÖNERİMİZ
FİLM ÖNERİMİZ
ÖNERDİĞİMİZ SİTE
- © Sağ Tıklama Engeli
Etiketler
ABD Afrika antalya araç kiralama Avrupa bangkok bebekle seyahat bisiklet bisikletle avrupa bisikletle dünya turu bisikletle seyahat Doruk dünya dünya turu e-vize erdem gürses gezgin gezi gezimanya Hindistan ikigezginiz japonya levent akdoğan minik gezgin motorla seyahat new york pasaport pasaport zammı schengen setur seyahat seyahat uyarısı sırtçantalılar tatil tayland tokyo Türkiye vize vize muafiyeti vizesiz vizesiz seyahat Çin çeşme çocukla seyahat İstanbul-